Diyarbakır'da gündem; Öcalan, Erdoğan ve Demirtaş

Diyarbakır sokaklarında ikinci günü geçirirken, bir yandan
cumartesi günü yapılacak Newroz kutlamasının hummalı
hazırlıklarına, bir yandan da Ankara menşeli ‘çözüm süreci’ gelişme
ve tartışmalarına tanık oluyoruz. Diyarbakır sokakları politikayla
çok yakından ilgili ve Ankara’daki hemen her gelişme burada hemen
bir yankı buluyor. Dükkanlarda, arabalarda, kahvelerde televizyon
ve radyoların haber kanalları açık. Söylenenlere, tartışmalara
kulaklar kesik. Bunda, yaklaşan Newroz’un ama daha çok da İmralı
heyetlerinin ziyaretleriyle ivmelenen tartışmaların etkisi
büyük.
Dün Newroz’la başlayan sohbetler bir şekilde Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın “Artık Kürt sorunu diye bir sorun yoktur” sözlerine ve
elbette HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın o birkaç cümlelik grup
konuşmasına geliyordu. Bu ikisi de ‘seçim’ çatısı altında
konuşuluyor ve zaten iki parti arasında geçeceği belli olan
seçimler için temel tartışma argümanlarını oluşturuyor. Denebilir
ki Diyarbakır’da politik gündem Erdoğan ve Demirtaş’ın açıklamaları
ile Öcalan’ın mesajlarından oluşan bir mecrada
konuşuluyor. 
Durum zaten böyleyken, bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ukrayna’ya
hareketinden önce “İzleme Heyeti” hakkında yaptığı açıklamalar
geldi. Ve bu sözler de hemen Diyarbakır kulislerindeki yerini
aldı. 

Erdoğan’ın sözlerine ilk tepki

HDP ve seçmeni açısından Erdoğan’ın sözleri şaşırtıcı değil. HDP
Diyarbakır İl Eşbaşkanı Gülşen Özer yaygın bir kanaati dile
getiriyor: “Cumhurbaşkanı AK Parti ‘nin milliyetçi oyları
kaybetmesinden endişeli, bu konuşmalar böyle bir dengelemeyi
amaçlıyor.” Diyarbakır’ın diğer Eşbaşkanı Ömer Önen tamamlıyor:
“Ama bu sözler Kürtlerde güvensizliğe yol açıyor. Halk olan bitenin
farkında, 2015 seçimlerinde Kürt halkından aldıkları oylar
azalacak.” Önen, Erdoğan’ın “HDP, Kandil, İmralı hepsi ayrı bir şey
söylüyor” sözlerini hatırlatarak devam ediyor, “İşte dün hükümetin
kabul ettiği şeylere bugün Cumhurbaşkanı karşı çıkıyor.” 
AK Partililer ise daha temkinli. Diyarbakır İl Başkanvekili avukat
Mustafa Saruhan, “Daha hiçbir şey belli değil, cumhurbaşkanımız
erken yapılan açıklamalara itiraz ediyor. Diyarbakır halkı onun
samimiyetini biliyor ve inanıyor. Bu süreci sayın cumhurbaşkanımız
başlattı ve her türlü riski göze alarak bu noktaya getirdi. Halk
bunu biliyor.” 

Öcalan’ın mesajı

Kamuoyunda çokça tartışılan “Öcalan’ın mesajı yazılı mı olacak
görüntülü mü” konusu Diyarbakırlılar için ‘hayati önemde’
gözükmüyor. HDP Eşbaşkanı Ömer Önen, “Bu esas olarak bir özlem”
diyor, “İnsanlar Öcalan’ın sesiyle, görüntüsüyle vereceği mesajı
ümit ediyor. Ama sonuç olarak içerik önemli.” Sokakta da buna
benzer yorumlar var gerçekten; işsiz bir genç “Keşke çıkıp bu
Dağkapı Meydanı’na gelse ve barış mesajını canlı verse” diyor.
Genel eğilim de bu: Diyarbakırlılar Öcalan’ın Newroz mesajının
hangi yolla verileceğine çok takılmıyor. Bu daha çok medyanın merak
ettiği bir konu gibi görünüyor.