'Bir Müslüman intihar edemez'

0

'Bir Müslüman intihar edemez'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan’a Addis Ababa Üniversitesi’nde fahri doktora verildi.
Erdoğan tören sonrası yaptığı konuşmada,  Bugün yine bir terör
eylemi oldu Somali’de. Ne adına yapıyorlar bunu İslam adına
yapıyorlarsa, ben bir Müslümanım İslam’da böyle bir şey yok. Bir
Müslüman öncelikle intihar edemez. Böyle bir İslam kesinlikle yok,
bizim dinimizde ‘insanları git öldür’ böyle bir şey yok dedi.
 
ETİYOPYA HOŞGÖRÜ VE TOLERANSIN ÜLKESİ OLMUŞTUR
 
Erdoğan, Etiyopya insanlığa çok şey öğretmeye devam ediyor. Türkiye
için Etiyopya’nın çok önemli bir yeri var.
 
Etiyopya’nın Müslümanlar nezdinde yerine de değinmek durumundayım.
Mekke’de Hz. Muhammad (SAV) ve ashabı işkencelere maruz kalmıştı.
Peygamberimiz ashabına Habeşistan’a gitmelerini ve buraya
sığınmalarını istedi. Bu hadisenin İslam tarihinde çok önemli bir
yeri var. Hıristiyan bir idarecinin Müslümanlara sahip çıkmış
olması önemliydi. Etiyopya hoşgörü ve toleransın ülkesi olmuştur
dedi.
 
BUGÜN SÖZÜM ONA MEDENİLERİN YAPTIKLARINI, ONLARIN 7’NCİ ASIRDA
GERİCİLER DEDİKLERİ YAPMIYORDU
 
Erdoğan, Etiyopya örnek alınmış olsaydı Filistin ve Avrupa’da,
farklı ülkelerde Müslümanlara saldırılar yapılmaz, zulüm
yapılmazdı. Bugün sözüm ona medenilerin yaptıklarını, onların 7’nci
asırda gericiler dedikleri yapmıyordu. O ilkel dedikleri asırlarda
savaşın bile bir ahlakı vardı. Çocuklara, kadınlara, yaşlılara
dokunulmazdı. Soykırım diye vahşet yoktu. Bugün nükleeer silahların
toplu olarak katlettikleri vahşet o dönemlerde yaşanmıyordu. Bunun
ciddi bi şekilde tartışılması gerekiyor dedi.
 
Paris’te dergie terörist saldırı yapıldı, ardından tüm Avrupa’da
Müslümanlara yönelik hoşgörüsüzlük sergilenmeye başladı diyen
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bu olayla saldırılar arttı. Terör
cinayettir, bunun adı Müslüman olan da Hıristiyan, ya da Musevi
olan da yapıyorsa teröristtir. Bunlar katildir, canidir, barbardır.
40 yıldır biz ülkemizde terörle mücadele ediyoruz. Bölücü terör
örgütü şu anda Irak ve Suriye´de kan döken DEAŞ terörü de,
Filistin´e yönelik İsrail devlet terörü de, terör örgütleri de en
başta bir cinayet grubudur. Şunu da özellikle söylemek zorundayım.
Terör ve şiddet sadece silahla yapılmaz. Kutsal değerlere saldırı
da bir terördür şiddet eylemidir. Irkçılık ayrımcılık terör
eylemidir. Dünyanın tüm ülkeleri bunu görmek terörün ve şiddetin
her türüne karşı ortak tavır almak zorundadır. Paris’teki saldırıyı
kınamak gibi 350 bin insanın ölümüne sebep olan ve öldürmeye devam
eden Suriye’nin başındaki zatı kınamak ve tavır sergilemek de aynı
insani görevdir dedi.
 
SOMALE’DEKİ BOMBALI SALDIRI
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şu anda burada Somali´den 500 bin sığınmacı
var. Bu insanlara buraya canlarını kurtarmaya geliyor. Bugün yine
bir terör eylemi oldu Somali´de. Ne adına yapıyorlar bunu İslam
adına yapıyorlarsa, ben bir Müslümanım İslam´da böyle bir şey yok.
Bir Müslüman öncelikle intihar edemez. Böyle bir İslam kesinlikle
yok, bizim dinimizde `insanları git öldür´ böyle bir şey yok.
 
DEAŞ terör örgütüne, diğer terör örgütlerine karşı aynı mücadelenin
sergilenmesi şart. Biz İslami terör gibi son derece yanlış bir
isimlendirmeye karşıyız. Kimse İslam´la terörü bir arada anamaz.
Zira İslam barıştır. Kelime itibariyle sin kökünden gelmek
suretiyle barıştır. Bir insanı öldüren tüm insanlığı öldürmektir.
Bu İslam´ın hükmüdür. Bu tür terör saldırıları da farklı inançlara
yönelik bu tür saldırılarda dünyada birlikte yaşam kültürünü yok
etmektedir diye konuştu.
 
-“Osmanlı Devleti’ne gönderdikleri yardımı hiç unutmadık”-
 
Türkiye dahilinde ve Türkiye’nin bugününde Etiyopya’nın farklı bir
yeri olduğunu dile getiren Erdoğan, “Türkiye ile Etiyopya
ilişkileri bundan 500 yıl önce, 16. yüzyılda başlamıştır. Memluk
Türk Devleti ve Osmanlı Devleti, Habeşistan adı verilen bu bölgeyle
ilk irtibatları kurmuş, yüzyıllar boyunca da bu irtibat devam
etmiştir. Şu anda hala Harrar’da çok sayıda Türk kökenli aile
yaşıyor. Birinci Dünya Savaşı’nda Etiyopya Harrar Türkleri’nin,
Osmanlı Devleti’ne gönderdikleri yardımı hiç unutmadık ve
unutmayacağız” diye konuştu.
 
Erdoğan, gerek Harrar Türklerine gerek dost Etiyopya’ya bir vefa
göstergesi olarak TİKA aracılığıyla çok sayıda insani yardım ve
kültür projesini başarıyla uyguladıklarını anlattı.
 
TİKA’nın Afrika’da ilk ofisini Etiyopya’da açtığını, bugün de iki
ülkenin dostluğu ve dayanışması için başarıyla çalışmasına devam
ettiğini bildiren Erdoğan, TİKA faaliyetlerinde gösterdikleri
yardım için de Etiyopya hükümetine ve halkına ayrıca teşekkürlerini
iletti.
 
Erdoğan, Osmanlı Devleti’nin en önemli sultanlarından biri olan
Sultan Abdülhamit ile Habeş İmparatoru 2’nci Menelik arasındaki
işbirliğini hatırlamak ve hatırlatmak istediğinin altını çizdi.
 
Habeş İmparatoru 2’nci Menelik’in, Sultan Abdülhamit’ten Kudüs’teki
Etiyopyalı rahiplerin dinlerini özgürce yaşamalarıyla ilgili
taleplerde bulunduğunu aktaran Erdoğan, “Sultan Abdülhamit, bu
talepleri karşıladı ve Kudüs’te Etiyopyalı rahiplerin inançlarını
serbestçe yaşamaları imkanını getirdi. Aynı şekilde İmparator
Menelik’te Etiyopya’daki Müslümanların özgürce yaşamalarını temin
etmiştir. İki devlet adamı arasındaki güzel ilişkinin açıkçası
bugün, bütün insanlık için çok önemli bir örnek teşkil ettiğini,
tüm insanlığa çok güzel dersler verdiğini düşünüyorum”
değerlendirmesinde bulundu.
 
– “Hoşgörünün, toleransın, farklılıklara saygının ülkesi oldu”-
 
Erdoğan, Etiyopya’nın İslam ve Müslümanlar nezdindeki yerine de
özellikle değinmek durumunda olduğunu vurgulayarak, şunları
söyledi:
 
“Tarihteki bu güzel hadisenin tekrar tekrar hatırlanmasının,
düşünülmesinin çok önemli olduğuna inanıyorum. Mekke’de İslam
Peygamberi Hazreti Muhammed aleyhisselatu vesselam ve arkadaşları
çok ağır işkencelere maruz bırakılmıştır. İşkenceler dayanılmaz
noktaya gelince Hazreti Muhammed, bazı ashabına Habeşistan’a göç
etmelerini tavsiye etti. İlk Müslümanlardan 15 kişi denizi tekneyle
geçerek, buraya ulaştılar ve dönemin Meliki Necaşi’ye sığındılar.
Mekkeliler, Neşaşi’den bu Müslümanları iade etmesini istedikleri
halde Necaşi emin vasfıyla adil vasfıyla kendisine sığınanları iade
etmedi, istedikleri kadar topraklarında kalabileceklerini söyledi.
Bu hadisenin İslam tarihinde çok büyük önemi vardır. Burada asıl
önemli olan Hristiyan bir devletin, Hristiyan bir melikin büyük bir
hoşgörü içinde ilk Müslümanlara sahip çıkmış olmasıdır.”
 
Erdoğan, 615 yılında, yedinci yüzyılda Müslümanlar ile Hristiyanlar
arasında böyle bir yakınlaşmanın, dayanışmanın yaşanmasının son
derece önemli olduğunu belirterek, Etiyopya’nın o tarihten itibaren
her zaman hoşgörünün, toleransın, farklılıklara saygının ülkesi
olduğunu kaydetti.
 
Etiyopya’nın emin ve güvenilir bir ülke olduğunu ifade eden
Erdoğan, şöyle devam etti:
 
“Eğer dünya Etiyopya’yı kendisine örnek almış olsaydı inanın
Almanya’da Holocoust, soykırım diye bir facia yaşanmazdı. Etiyopya
örnek alınsaydı Irak’ta, Suriye’de din ve mezhep farklılıklarından
dolayı masum insanlar katledilmezdi. Eğer Etiyopya örnek alınmış
olunsaydı inanın şu anda Filistin’de, Avrupa’da diğer bazı
ülkelerde Müslümanlara karşı ayrımcılık yapılmaz, zulüm yapılmaz,
insanlığın vicdanını kanatan acılar yaşanmazdı.”
 
Bundan 14 asır önce 15 Müslüman’ın Etiyopya topraklarına
sığındığını ifade eden Erdoğan, şunları anlattı:
 
“Dönemin meliki onları kovmuyor, iade etmiyor, inançlarıyla alay
etmiyor, onların kutsallarına hakaret etmiyor, ibadetlerine
karışmıyor, onları geri isteyen zalimlere o masum insanları teslim
etmiyor. Bugün medeni olduğunu iddia eden bazı ülkelere,
toplumlara, bazı aydınlara sorsanız ‘yedinci asır karanlık bir
asır, geri kalmış, ilkel bir asırdır’ derler. Oysa bugün sözüm ona
medeniyetin yaptıklarını, yedinci yüzyılda onların geri ve karanlık
dedikleri yapmıyorlardı. Onun için biz o yedinci asra asla
‘karanlık çağ demiyoruz, asla ilkel, gerici çağ’ demiyoruz. O asır
Müslümanlar içinde Hristiyanlar içinde gerçekten parlak bir asırdı,
aydınlık bir asırdı, gerçekten asrısaadetti.”
 
-“Soykırım diye bir vahşet yoktu”-
 
“O karanlık dedikleri, ilkel dedikleri asırlarda inanın savaşın
dahi bir ahlakı vardı” diyen Erdoğan, kadınlara, çocuklara,
yaşlılara, engellilere dokunulmadığını, insanların topyekun
katledilmesinin, soykırım diye bir vahşetin olmadığını söyledi.
 
Bugün atom bombalarının, nükleer silahların, kimyasal ya da
konvansiyonel silahların toplu halde insanları katlettiği bir
vahşetin o dönemlerde asla yaşanmadığını belirten Erdoğan,
insanlığın daha mı ileriye yoksa daha mı geriye gittiğinin bugün
ciddi şekilde tartışılması gerektiğini vurguladı.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnsanlık daha mı medeni bir yere gidiyor,
yoksa daha mı barbarlaşıyor? Bunun bugün samimi şekilde konuşulması
lazım. Eğer insanlık yedinci yüzyılda Etiyopya’nın sergilediği o
büyük hoşgörünün, o çok büyük bir arada yaşama kültürünün daha
gerisindeyse orada bir yanlışın olduğu açıktır” değerlendirmesini
yaptı.

Bir yanıt yazın