Davutoğlu: 'Mezhep ağırlıklı parçalanmalara karşıyız'
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Yemen’deki gelişmeler konusunda
Türkiye’nin tutumunu açık ve net şekilde ortaya koyduğunu
belirterek, “Bu tutum anayasal düzenin Yemen’de tekrar inşası
yönünde atılacak her adıma Türkiye olarak destek verdiğimiz
yönündedir. Bu çerçevede de operasyonel desteğimizi ifade ettik.
Ancak bu destek, bölgenin bütününde de mezhep çatışmalarına yol
açmayacak tedbirlerle birlikte düşünüldüğünde, son derece anlamlı
ve önemlidir” dedi.
Davutoğlu, Başbakanlık-Çankaya Köşkü’nde, Pakistan Başbakanı Navaz
Şerif ile görüşmesinin ardından yapılan ortak basın toplantısında,
Şerif’i Ankara’da, kendi memleketinde ağırlamaktan memnuniyet
duyduğunu belirtti.
Türkiye ve Pakistan ilişkilerinin, diplomasi tarihinin ender
gördüğü ilişkiler arasında bulunduğunu vurgulayan Davutoğlu,
ilişkilerin sadece dostluk ve kardeşlik bağları, tarihi çerçevedeki
ortak perspektif değil aynı zamanda halklar arasındaki derin manevi
bağlar dolayısıyla başka herhangi iki ülke arasında olmayan
özellikler taşıdığını söyledi.
Bir Pakistanlının ayağına bir diken batsa Türkiye’deki
kardeşlerinin, onu yüreğine saplanmış bir hançer gibi hissedeceğini
söyleyen Davutoğlu, aynı şekilde Türkiye’de İstiklal Harbi’ndeki
gibi bir olumsuzluk yaşansa büyük şair Muhammed İkbal’in
deyişlerinde görüldüğü gibi Pakistanlı herkesin onu yüreğinde
duyacağını dile getirdi.
Bu dönemde de her iki hükümet arasında çok iyi geliştirilmiş,
kurumsallaşmış stratejik işbirliği bulunduğuna işaret eden
Davutoğlu, bu ikili ilişkilerdeki yoğunlaşma ve derinleşmenin
ötesinde, iki ülke arasında bölgesel konularda da tam bir uyum,
işbirliği ve ortak perspektifin bulunduğunu bildirdi.
Davutoğlu, Şerif’in ortak konuları görüşmek ve bölgedeki son
gelişmeleri ele almak için Türkiye ziyaretinin zamanlamasının
önemli ve doğru olduğunu söyleyerek, görüşmede bu konuları detaylı
şekilde ele almaktan memnuniyet duyduğunu belirtti.
“Bölge tarihi dönüşüm içinde”
Bölgenin tarihi bir dönüşümün içerisinden geçtiğine ve çok büyük
risklerle karşı karşıya olduğuna dikkati çeken Davutoğlu,
Ortadoğu’da, Körfez Bölgesi’nde, Afganistan’da ve Orta Asya’da
yaşanan olayların, Türkiye ve Pakistan’ı doğrudan ilgilendirdiğinin
altını çizdi.
Bu kritik süreçte, bölgenin Türkiye ve Pakistan gibi iki demokratik
ve aynı perspektife sahip iki ülkesinin, ortak bir anlayış
geliştirme ve sorunların çözümüne birlikte katkıda bulunma
konusunda istişareler yapmasının önemine işaret eden Davutoğlu, bu
çerçevede görüşmede, bölgesel konuların, İran nükleer
müzakerelerinde gelinen son aşamanın, Türkiye ve Pakistan’ın
bölgesel istikrar ve düzeni korumak için neler yapacağının ele
alındığını aktardı.
Her iki ülkenin de ortak perspektifinin, bölgede barış ve
istikrarın, düzenin korunması olduğuna dikkati çeken Davutoğlu,
bölgede, herhangi bir mezhep çatışmasının yaşanmaması, mezhepler,
dinler, kültürler arasında uyum ve anlayış içerisinde bir arada
yaşama kültürünün yaygınlaşmasının da ortak prensipler arasında
olduğunu söyledi.
“Mezhep ağırlıklı parçalanmaların tümüne
karşıyız”
Davutoğlu, Suriye’de, Irak’ta, Lübnan’da ve Yemen’de son dönemlerde
yaşananların Türkiye’yi de Pakistan’ı da derinden etkilediğini ve
kaygıya sevk ettiğini dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Her şeyden önce Türkiye olarak biz, mezhep veya etnik ağırlıklı
gündemin ve mezhep ağırlıklı parçalanmaların tümüne karşıyız. Bu
parçalanmaların bölgede, devletlerinin iç yapılarını bozduğunu,
devlet-kamu düzenini sarstığını ve bölgede geniş çaplı gerilimlere
ve terör tehditlerine zemin hazırlandığını görüyoruz. Bu çerçevede
de son dönemde özellikle de Yemen’de yaşanan gelişmeler hepimiz
için kaygı verici olmuştur. Irak ve Suriye’de de terör tehdidi
dışında yaşanan mezhep ağırlıklı kutuplaşmalar… Yemen konusunda
Türkiye tutumunu açık bir şekilde ortaya koymuştur. Pakistan ile
bugün bu istişarelerde de bazı ortak perspektiflerimizin
parametrelerini görmekten de memnunuz.”
“Ülkenin geleceğini sadece Yemen halkı
belirlemeli”
Yemen’de seçilmiş ve halktan meşruiyetini almış cumhurbaşkanın,
meşruiyetini koruduğunu belirten Davutoğlu, “Sayın Hadi, seçimlerle
işbaşına gelmiştir ve herhangi bir şekilde bu meşruiyet zemini
sarsılmamalıdır” dedi.
Davutoğlu, son yıllarda Yemen’de yürütülen ulusal uzlaşı
çalışmalarına ağırlık verilmesi, ulusal uzlaşı üzerinden Yemen’de
bütün tarafların katıldığı, barışçıl bir süreçte ülkenin
geleceğinin sadece Yemen halkı tarafından belirlenmesi gerektiğini
vurgulayarak, “Bu kamu düzeninin korunması, Yemen’de istikrarın ve
anayasal düzenin ihdası yönünde atılan adımları destekledik” diye
konuştu.
“Tutumumuzu açık ve net şekilde ortaya koyduk”
Yemen’de meşru yönetime karşı yürütülen bazı milis faaliyetleri,
çalışmaları ve çatışmaları Türkiye’nin de Pakistan’ın da kaygıyla
izlediğini dile getiren Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Geçtiğimiz günlerde Suudi Arabistan öncülüğünde yapılan çalışmalar
ve müdahaleler konusunda da tutumumuzu açık ve net şekilde ortaya
koyduk. Bu tutum anayasal düzenin Yemen’de tekrar inşası yönünde
atılacak her adıma Türkiye olarak destek verdiğimiz yönündedir. Bu
çerçevede de operasyonel desteğimizi ifade ettik. Ancak bu destek,
bölgenin bütününde de mezhep çatışmalarına yol açmayacak
tedbirlerle birlikte düşünüldüğünde son derece anlamlı ve
önemlidir.”
“Bölge mezhep çatışmalarından süratle
uzaklaştırılmalı”
Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gelecek salı
İran’ı, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun da ilerleyen günlerde
Pakistan’ı ziyaret edeceğini anımsattı.
Suudi Arabistan ve İran ile temas halinde olduklarına işaret eden
Davutoğlu, “Bu yoğun gündem içinde hepimizin özen göstermesi
gereken husus, bölgenin mezhep çatışmalarından süratle
uzaklaştırılması ve Yemen’de kalıcı düzenin ihdası üzerinden
gerilimlerin, çatışmaların azaltılması yönündedir. Tutumumuz da bu
şekilde son derece açık, ilkesel bir zemine dayanmaktadır” şeklinde
konuştu.
Davutoğlu, Suriye ve Irak ile bölgedeki diğer gelişmeleri de ele
aldıklarını, Körfez güvenliğinin, Pakistan ve Türkiye için ne kadar
büyük önem taşıdığını gözden geçirdiklerini bildirdi.
Bölgesel düzen, denge ve istikrarın korunması için ne yapılması
gerekiyorsa Türkiye ve Pakistan olarak yapmaya hazır
bulunduklarının altını çizen Davutoğlu, ülke olarak da her zaman
ilkesel politikalarını bu çerçevede sürdüreceklerini aktardı.
İran ile 5+1 ülkeleri arasındaki müzakereler
Davutoğlu, İran ile 5+1 ülkeleri arasında yürütülen müzakereler
sonucunda gelinen noktayı Türkiye açısından olumlu bir gelişme
olarak değerlendirerek, “Türkiye nükleer konuların çözülmesi için
hatırlayacağınız gibi çok yoğun çaba sarf etmiştir. Geçmişte birçok
ön anlaşmaların, ön mutabakatların yapıldığı toplantılar Türkiye’de
gerçekleştirilmiştir. Türkiye olarak bizzat devreye girdiğimiz 2010
Mayısı’ndaki anlaşma zemini de hala bu konuda atılan en önemli
adımlardan biri olarak kabul görmektedir” diye konuştu.
Herkesin bu süreci daha ileri noktaya götürmek için sorumluluk
içinde davranması ve bu konunun, bölgesel düzen, istikrar
bakımından da yeni bir dönemin başlangıcı olarak görülmesi
gerektiğini vurgulayan Davutoğlu, “Nükleer müzakereler de bölgedeki
gelişmeler de konuya, bütün bu sorunlara ancak ve ancak barışçıl
müzakereler yoluyla çözüm bulunacağı hususunu gündeme
getirmektedir. Herhangi bir yayılmacı politika, anlayış ve meşru
yönetimlere karşı yürütülebilecek bazı paramiliter çalışmalar bölge
istikrarına zarar vermektedir” dedi.
Bölgenin huzuru ve istikrarı için Türkiye olarak bundan sonra da
çaba harcamaya devam edeceklerini söyleyen Davutoğlu, Pakistan ile
işbirliklerinin derinleşerek ve her konuda istişare ederek
süreceğini bildirdi.
Sanatçı Kayahan’ın vefatı
Davutoğlu, sanatçı Kayahan Açar’ın vefatından büyük üzüntü
duyduğunu, eşi İpek Açar ile konuştuğunu, bütün aileye taziyelerini
ilettiğini kaydetti.