Erdoğan: 'Başkanlık sistemiyle çok başlılık ortadan kalkacak'

0

Erdoğan: 'Başkanlık sistemiyle çok başlılık ortadan kalkacak'

Türkiye Pazarcılar, Meyveciler ve
Sebzeciler Federasyonu üyeleri ile pazarcı esnafının sorunlarının
ele alındığı toplantıda bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan,
Türkiye’nin güçlü bir başkan ve güçlü bir Meclis’le hedeflerine
daha kararlı şekilde yürüyeceğini belirterek, 7 Haziran’daki
seçimlerin tarihî bir fırsat olduğunu ve bunun iyi
değerlendirileceğine inandığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Pazarcılar, Meyveciler
ve Sebzeciler Federasyonu üyeleri ile pazarcı esnafının
sorunlarının ele alındığı toplantıda bir araya geldi.

ATO Congresium’da gerçekleşen toplantıda yaptığı konuşmada
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının başında, pazarcı esnafının
meselelerinin ele alınacağı çalıştayın başarılı geçmesi ve
hayırlara vesile olması dileğini ifade ederek, “Sizlerin
vasıtasıyla ülkemizin her ilinde, ilçesinde, mahallesinde fedakârca
hizmet veren pazarcı esnaflarımızın tamamına hayırlı, bereketli
kazançlar temenni ediyorum” dedi.

“MUHSİN YAZICIOĞLU, SAVUNDUĞU DEĞERLER VE MÜCADELESİ İLE ÖRNEK BİR
ŞAHSİYET İDİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun vefatının 6.
yıl dönümü olduğunu hatırlatarak şunları söyledi: “Kardeşime
Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum. Savunduğu değerler ve
mücadelesi ile örnek bir şahsiyet olarak gördüğüm Muhsin
Yazıcıoğlu’nun vefatı, milletimiz için gerçekten büyük bir kayıp
olmuştur. İnşallah mekânı cennet olur diyorum.  Yine,
geçtiğimiz ay vefat eden Muhsin Yazıcıoğlu kardeşimin muhterem
annesi Fidan Yazıcıoğlu’na da bu vesileyle Cenab-ı Allah’tan rahmet
diliyorum.”

Ayrıca dün Fransa’da, bir Alman havayolu şirketine ait yolcu uçağı
düştüğüne de dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Enkaz kaldırma
işlemlerinin sürdüğü bu kazada hayatını kaybeden için ülkelerine ve
ailelerine milletimize başsağlığı diliyorum. Şu ana kadar, aynı
kazada Alman uyruklu bir kardeşimizin de hayatını kaybettiği tespit
edildi. Bu kardeşimize de Cenab-ı Allah’tan rahmet, yakınlarına
başsağlığı diliyorum. Rabbimden, bizimle birlikte tüm insanlığı her
türlü kazadan, beladan, afetten korumasını niyaz ediyorum” diye
konuştu.

“SİZİN MESLEĞİNİZ, PEYGAMBERİMİZİN ‘RIZKIN ONDA DOKUZU
TİCARETTEDİR’ DİYE BUYURDUĞU MESLEKTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan pazarcılığın, insanların toplu olarak
yaşamaya başladıkları dönemlerden beri var olan, dünyanın en eski
ve en muteber mesleklerinden birisi olduğunu söyledi:
“Peygamberimizin ‘Rızkın onda dokuzu ticarettedir’ diye buyurduğu
meslek, işte tam da sizin mesleğinizdir. Yine Peygamberimizin,
‘Hiçbir kimse kendi elinin emeğinden daha hayırlı bir lokma
yememiştir’ diye ifade ettiği meslek de, sizin mesleğinizdir” diyen
Cumhurbaşkanı Erdoğan,  pazarcı esnafının, sabahın erken
saatlerinden akşamın geç saatlerine, pazardaki her şeyini topladığı
ana kadar, yaz-kış demeden, yağmur-çamur demeden, alın teriyle,
emeğiyle çalıştığını ve bu gayretiyle, hem kendi rızkını temin
edip, hem de her evde ihtiyaç duyulan sebzeyi, meyveyi muntazaman
ve en taze şekilde insanımıza ulaştırdığını anlattı.

“PAZAR KÜLTÜRÜNÜ MUTLAKA YAŞATMALIYIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, pazarcı esnafına, “Siz pazarcı esnafının
reklamı olmayabilir, gösterişli binaları, kocaman tabelaları,
şatafatlı vitrinleri, özel tasarımlı ambalajları olmayabilir. Ama
sizin, milletimizin gönlündeki yeriniz, inanın, bunların hiçbiriyle
mukayese kabul etmez. Bunun için pazar kültürünü mutlaka
yaşatmalıyız” diye seslendi. Gönlündeki pazar yerlerinin, haftanın
diğer günlerinde de farklı amaçlar için kullanılabilecek,
çatısıyla, aydınlatmasıyla, otoparkıyla, sosyal tesisleriyle hem
esnafımıza, hem milletimize yakışan pazar yerleri olduğunu belirten
Cumhurbaşkanı Erdoğan, belediyelerin bu yönde gayretleri olduğunu,
gittiği illerdeki toplu açılış törenlerinde, sık sık böyle modern
pazar yerlerinin açılışlarını yaptığını, belediye başkanlarına da
bu konuda tavsiyede bulunduğunu söyledi.

“PAZAR KÜLTÜRÜNÜN MUTLAKA DEVAM ETMESİNİ İSTİYORUM”

Ancak, bunların yetersiz olduğunu da işaret eden Cumhurbaşkanı
Erdoğan, “Bu konuda belediyelerimiz daha gayretli olmalı. Sizler
de, belediyelerimizi bu konuda teşvik etmeli, birlikte çaba
göstermelisiniz. Bu şekilde, alışveriş merkezlerinin
yaygınlaşmasından kaynaklanan sıkıntılarla da baş edilebileceğine
inanıyorum. Çünkü, biraz önce ifade ettiğim gibi, sizin
milletimizle bir gönül bağınız var. Bu bağı, modern imkânlarla
teçhiz ederek, karşılıklı fayda esasına dayalı olarak
güçlendirmelisiniz. Pazar kültürünün önemine samimiyetle inanan ve
bu kültürün mutlaka devam etmesini isteyen birisi olarak,
Cumhurbaşkanı sıfatıyla, bu yöndeki çabalarınıza destek olacağımı
bilmenizi isterim” dedi.

“2002 YILINDA İKTİDARA GELİR GELMEZ ESNAF VE SANATKÂRLARIMIZI AYAĞA
KALDIRACAK ADIMLAR ATTIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişte, esnaf ve sanatkârlarımızın
gerçekten zor günler yaşadığını, sıkıntılı dönemler geçirdiğini
belirterek, şunları söyledi, “Hatırlayınız, 2001 yılında, belki de
tarihimizde ilk defa, esnaf ve sanatkârlarımız sokağa çıktı,
gösteri yaptı. İstikrar ve güven ortamının tamamen kaybolduğu bu
kötü dönemi, şimdi sadece acı bir hatıra olarak hatırlıyoruz.
Ülkemizde ‘orta direk’ diye tabir ettiğimiz ve toplumun omurgasını
oluşturan kesim, büyük ölçüde esnaf ve sanatkârlarımızdan oluşuyor.
Bu kesimin yaşadığı sıkıntı, tüm toplumu etkiler, tüm toplumu
rahatsız eder. Bunu bildiğimiz için 2002 yılında iktidara gelir
gelmez, esnaf ve sanatkârlarımızı ayağa kaldıracak, onları
güçlendirecek adımları süratle attık. Öncelikle, esnaf ve
sanatkârlarımızı bünyesinde barındıran meslek kuruluşlarının
yapısını, çıkardığımız bir kanunla günün ihtiyaçlarına uygun bir
hale getirdik. Meslek odalarındaki işlemleri kolaylaştırdık ve
hızlandırdık. Esnafımızın kredi ve finansman maliyetlerini
düşürdük.”

“ARTIK ESNAFIMIZIN KULLANDIĞI KREDİLERİN FAİZİNİN YÜZDE 50’SİNİ
DEVLET KARŞILIYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002 yılında esnafımızın kullandığı
kredilerin faiz oranı yüzde 47 olduğunu, bunu yüzde 4-5 düzeyine
kadar indirdiklerini böylece, esnafımızın Halkbank ve Kredi-Kefalet
Kooperatifleri aracılığıyla kullandığı kredilerin miktarını, 2002
yılındaki 153 milyon lira seviyesinden, bugün 12 milyar 600 milyon
lira düzeyine kadar çıkardıklarını anlattı. Kredi limitlerini de,
150 bin liraya kadar yükselttiklerini, kullanılan kredilerdeki
kesintileri azalttıklarını, faiz desteğini artırdıklarını belirten
Cumhurbaşkanı Erdoğan, artık esnafımızın kullandığı kredilerin
faizinin yüzde 50’sini devletin karşıladığını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, prim borçlarını, sigorta ve vergi borçlarını
yapılandırdıklarına da işaret ederek, “Son olarak, “Perakende
Ticaretin Düzenlenmesine İlişkin Kanun”, 29 Ocak’ta yürürlüğe
girdiğini hatırlatarak, “Bu kanunla, alışveriş merkezlerinde esnaf
ve sanatkârlarımızın da yer alabilmesi sağlanıyor.  Tedarik ve
dağıtım kooperatifleri kurulmasından çalışma saatlerine,
ruhsatlardan ustalık belgesine kadar pek çok yeni düzenleme içeren
bu kanunun da bir kez daha esnaf ve sanatkârlarımız için hayırlı
olmasını diliyorum” dedi.

“AHİLİĞİN ÖZÜNÜ AHLAK VE ERDEM OLUŞTURUR”

Bizim tarihimizde, kültürümüzde esnaf ve sanatkâr sadece ticaret
erbabı olmadığını, ticaretiyle birlikte, toplumu inşa eden, toplumu
irşad eden, toplumu ayakta tutan kesim olduğunu vurgulayan
Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: “Ahi Teşkilatı, Selçuklu’nun
ve Osmanlı’nın kuruluşunda ve yükselişinde, gerçekten hayati bir
rol oynadı. 10 asırlık bu gelenek, bilhassa zor zamanlarımızda,
milletimizin birliğini, beraberliğini, dayanışma ruhunu
güçlendirerek, gerçekten çok hayırlı hizmetler ifa etti. Ahiliğin
özünü ahlak oluşturur, erdem oluşturur.”

“ESNAFIN EN BÜYÜK SERMAYESİ İTİBARIDIR”

Fatih Sultan Mehmet’e atfedilen, “Osmanlı’nın başkenti, İstanbul
daha fethedilmediği için, Edirne iken, Sultan Mehmet, tebdili
kıyafet yaparak esnafı teftişe çıkar. Alışveriş ettiği esnaf,
istediği ikinci ürün için kendisini, henüz siftahını yapmamış olan
komşusuna yönlendirir. O esnaf da, talep ettiği ikinci ürün için
kendisini, yine henüz siftah etmemiş bir başka komşusuna gönderir.
Bu durumu gören Sultan Mehmet, “Arkamda böyle bir halk varken,
değil İstanbul’u, dünyayı fethederim evelallah” der” şeklindeki
hikâyeyi anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İşte bu şekilde komşusunun
siftahını düşünen esnafın, mahallesine, ülkesine, milletine zarar
vermesi, ihanet etmesi mümkün müdür? Bu ahlak, Peygamberi bir
ticaret ahlakıdır, meşru yollardan elde edilen kazancı öven bir
inancın mensuplarının ahlakıdır. Bu ahlak, “ölçerken ve tartarken
adaleti yerine getirin” emriyle hareket eden bir ümmetin ahlakıdır.
Sizler, pazarcı esnafı olarak işte bu emre doğrudan muhatapsınız.
Ben, her birinizin ölçerken ve tartarken adaleti yerine getirdiğine
yürekten inanıyorum. Aranızda, bu ilkeye aykırı hareket edenler
varsa, onları ikaz ettiğinize, doğruyu telkin ettiğinize, hatta
dışladığınıza inanıyorum. Çünkü esnafın en büyük sermayesi
itibarıdır. Ölçüde ve tartıda hileyle, yalan yere yeminle kazanılan
paranın bereketi olmayacağı gibi, bu tarz davranışlar itibarı, yani
asıl sermayeyi de kısa sürede bitirir” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kültürümüzde ticaretin, rekabet değil,
itibar üzerine kurulu olduğunu vurgulayarak, “Büyük balığın küçük
balığı yuttuğu değil, biraz önce verdiğim örnekte olduğu gibi,
herkesin birbirini kolladığı, birbirini desteklediği bir anlayışla
ticaretimizi yaparız, yapmak zorundayız.

Her ne pahasına olursa olsun kazanç değil, helalinden kazanç
peşinde koşan bir esnaflık anlayışıyla bin yıldır bu coğrafyada
varlığımızı sürdürüyoruz. Batılıların bizim coğrafyamızla ilgili
hatıratlarına bakarsanız, hepsinde de esnafımızın bu anlayışına
olan hayranlığın uzun uzun anlatıldığını görürsünüz. Ahi Evran’ı,
aradan geçen bunca zamana rağmen, bu anlayışı en güzel şekilde
ifade ettiği için her fırsatta yâd ediyor, hatırlıyoruz” diye
konuştu.

“SOFRANI AÇIK, BELİNİ BAĞLI TUTACAKSIN Kİ KAZANCININ HAYRINI
GÖREBİLESİN”

Ahiliğin, “Elini Açık Tut, Kapını Açık Tut, Sofranı Açık Tut”,
 “Elini Bağlı Tut, Dilini Bağlı Tut, Belini Bağlı Tut”
şeklindeki 3 açık ve 3 kapalı ilkesine dikkat çeken Cumhurbaşkanı
Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Evet, elini ve kapını nerede
açık, nerede bağlı tutacağını çok iyi bileceksin ki, kazancının
bereketi artsın. Sofranı açık, belini bağlı tutacaksın ki,
kazancının hayrını görebilesin. Sebzenin, meyvenin iyisini öne,
çürüğünü, çarığını arkaya koyar, müşteriye de el çabukluğuyla
bunları verirsen, işte bu olmaz. Aynı malı herkes 3’e satarken, sen
onlardan haberi olmayan müşteriye, 5’e verirsen, bu da olmaz.
Velinimetin olan müşteriye kötü davranırsan, kendi elinle kendi
sonunu hazırlamış olursun. Emrolunduğun gibi dosdoğru olacaksın.
Böyle durumlarla karşılaşan müşteri, bir süre sonra istikametini
süpermarketlere çevirir, sen de pazarda, güneşin, yağmurun altında
akşama kadar bekler durursun. Sizin sermayeniz sadece
tezgâhınızdaki mal değil, aynı zamanda müşteri karşısındaki
duruşunuzdur, itibarınızdır.”

“SİZLERDEN BEKLENTİM; VARSA ARADAKİ ÇÜRÜK ELMALARI AYIKLAYIP YOLA
DEVAM ETMENİZDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin esnafımızın arkasında olması,
onları desteklemesinin yeterli olamadığını, esnafımızın da, Ahilik
kültürüne, inancımızdaki ticaret ahlakına sıkı sıkıya sarılarak,
milletimizle olan gönül bağlarını güçlendirmeleri ve geleceğe
taşımalarının gerekli olduğunu belirterek, ”Ben, buradaki her bir
esnaf kardeşimin bu bilinçte olduğunu biliyorum. Sizlerden
beklentim, varsa aradaki çürük elmaları ayıklayıp, bu yolda devam
etmenizdir. Bu şekilde hareket ettiğinizde, inanın, bu millet sizi
el üstünde tutar, size daha çok sahip çıkar. Bu defa markete değil,
AVM’ye değil, Pazar yerine gelir. Belediye Başkanı, Başbakanı,
Cumhurbaşkanı olduktan sonra Pazar yerlerine gidemiyorum. Ama ondan
önceki dönemlerim, Kasımpaşa’da hep Cuma Pazarı’ndaydı. Hatta hatta
çocuk yaşımda anacığım, takardı beni koluna, çünkü o fileyi bana
taşıtacaktı,  beraber Pazar yerine gider, alırdık oradan
sebzeyi, meyveyi koyardık fileye ve eve öyle dönerdik. Taşındık
Üsküdar’a orada da yine aynı şekilde Pazar zaten evimizin hemen ön
tarafında kuruluyordu, her şeyimizi oradan karşılardık. Bu bizim
adeta kültürümüze sinmiş, aman bunu kaybetmeyelim. buna ihtiyacımız
var. Bunları modernleştirerek, belediyelerimizle birlikte el ele
vererek, federasyonun görüşerek, bunların en uygun yerlerde
bunların gerçekleştirilmesi, inanıyorum ki hem sizleri güçlü
kılacaktır, hem de benim vatandaşımın her gün ihtiyacını gidip,
pazardan almasına imkân sağlayacaktır” dedi.

TÜRKİYE’NİN 2023 VİZYONU

Türkiye’nin, geçtiğimiz 12 yılda, gerçekten çok büyük, çok muazzam
bir değişim yaşadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan,
demokrasiden ekonomiye, her alanda ülkemizin ve milletimizin sınıf
atladığını bildirdi. Eğitimde, sağlıkta, ulaştırmada, toplu
konutta, ihracatta; her alanda büyüyen, güçlenen Türkiye’nin, şimdi
yeni bir dönemin eşiğinde bulunduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı
Erdoğan, 2023 hedeflerine işaret etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu hedefler için çözülmesi gereken sorunlar,
aşılması gereken engeller bulunduğunu belirterek şunları söyledi:
“Hepsinden önemlisi, başlattığımız ve başarıyla bugünlere
getirdiğimiz değişim sürecini, yeni bir aşamaya geçirmemiz
gerekiyor.  Biz buna Yeni Türkiye diyoruz. Yeni Türkiye için
yeni bir Anayasaya ve onunla birlikte Başkanlık Sistemine geçmeye
ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Başkanlık Sistemine geçtiğimizde
şu parlamentoda yaşanılanların diyebilirim ki büyük bir kısmı artık
yaşanmayacaktır. Çok başlılık ortadan kalkacaktır, tüm engellemeler
ortadan kalkacaktır. Çok hızla koşan, sıçrayan ve muasır
medeniyetler seviyesinin üstüne çıkan bir Türkiye olacaktır.
İktidara geldiğimiz ana kadar, çok partili hayata geçildiğinden o
güne kadar, Türkiye’de 16 ayda bir hükümet değişmiştir. 16 ayda bir
hükümetin değiştiği bir ülkede, istikrar bulamazsınız. İstikrarın
olmadığı bir ülkede de güven bulamazsınız. Onun için ne oldu
maalesef, 3 bin 400 dolarda kaldı, biz görevi aldık hamdolsun 11
bin do6lara kadar tırmandık. Bakın şimdi kişi başına milli gelir 11
bin dolar. 230 milyar dolardan aldık, 820 milyar dolara çıkardık,
ama yeter mi? Yetmez. Hedefimiz bizim kişi başına milli geliri 25
bin dolara çıkarmak. 2023’de oraya ulaşmamız lazım, bunu başarmamız
lazım. Bunun için de önümüzün kesilmemiş lazım, hızla yürümemiz
lazım. Çünkü bizim artık durup, duraksamaya asla tahammülümüz de
lüksümüz de yok. Her 10 yılda, 20 yılda bir arıza veriyor, artık bu
arızalardan bıktık. Artık arızası minimize olmuş bir sisteme
ihtiyaç var. Tekleye tekleye bugünlere geldik. Ama artık bu
sistemle yolumuza daha fazla devam edemeyiz. Hızlı karar almaya ve
hızlı uygulamaya imkân verecek yeni bir sistem tesis etmeliyiz. Bu
bakımdan günümüzde en yaygın uygulanan Başkanlık Sistemi’ni
Türkiye’ye taşımamız lazım.”

BAŞKANLIK SİSTEMİ TARTIŞMALARI

Dünyanın en gelişmiş ülkeleri G 20’de bir araya geldiğini, bu yıl
buna ülkemizin liderlik edeceğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan,
“Antalya’da dünyanın en ileri ülkeleri bir araya gelecek. G 20’nin
içerisindeki ülkelerin en ileri olanlarının 10 tanesi başkanlık
sistemi ile yöneltiliyor. Bunlar bu işi bilmiyor mu? Bunlar
Başkanlık sistemi ile yönetiliyor da bize ne oluyor. Biz niye bu
konuda hayır diyoruz. Bu adımı atmamız lazım. Tabii ben Başkanlık
Sistemi deyince, birileri bundan rahatsız oluyor. Hemen
başlıyorlar, tek adamlık demeye, diktatörlük demeye. Amerika ‘da
diktatörlük mü var? Meksika’da diktatörlük mü var. Arjantin,
Brezilya, Fransa’da diktatörlük mü var? Onlar diktatör olmuyor da,
Türkiye’de niçin diktatörlük olsun? Ben inanıyorum ki, milletim bu
konudaki kararını, acil bir şekilde, ideal bir şekilde bu
seçimlerde vereceği milletvekilleri ile ortaya koyacaktır. Bu iş
için 400 milletvekiline ihtiyaç var. 400 milletvekili ile
parlamento bu değişikliği yapacak güce ulaşacaktır. Bu millet,
Milli Şeflik özlemini çekenlerin heveslerini kursaklarında bırakmış
bir millettir. Seçimle işbaşına gelmiş ve her icraatının hesabını
millete verecek bir Başkan’dan tek adam da çıkmaz, diktatör de
çıkmaz, bunu böyle bilin. Biz buradaki asıl derdi biliyoruz. Asıl
dert, milletin karşısına çıkıp, önce ondan destek alabilmek, sonra
da dönüp millete hesap vermek. Onların işlerine gelmeyen işte bu”
dedi.

Türkiye’nin, güçlü bir Başkan ve güçlü bir Meclis’le, hedeflerine
daha kararlı şekilde yürüyeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7
Haziran’ın bu bakımdan tarihî bir fırsat olduğunu, bu fırsatın iyi
değerlendireceğine inandığını belirtti.

Bir yanıt yazın